Page 32 - 81 Çalıkuşu Yozgat Mart
P. 32

.          -              -
                                          Yozgat Il Milli Egitim Müdürlügü
           Sürmeli Türküsü’ nün

             Hikâyesi ve Sürmeli                              sürmeyi neyler? / Bu dert beni iflah etmez deleyler /
                                                              Benim dert çekmeye dermanım mı var?”
          Türkülerinin Tavırları

                                                                     Yozgat’ da sevginin tanımı Sürmeli olmuş
                 Yozgat türkülerindeki tavırlardan; Zodik     ve sevgililer birbirlerine “Sürmeli” diye hitap eder
          tavrı, Efülliye Tavrı, İftariye tavrı, Pezik ağzı,   olmuşlardır. Peki, bu sevgi sözü”Sürmeli “ nereden
          Zey¬bek düzeni belli başlılarıdır. Sürmeli bu değişik   doğmuştur. Bunun bir çok rivayeti vardır, en bilinen
          ağızlarda söylenebilir. Sürmeli Türküsü’nün tamamı   iki revayet ise şöyledir:
          96 mısradır.
                                                                     Sürmeli  Beyin  Öyküsü:  Yozgat şehri
          1)  Zodik  Tavrı: Seydiyarlı Ali Çavuşun bacısı     1760 yılı başlarında Bozok Yaylası’nın yeşillik, etrafı
          Fadime Hatun’un takma adıdır. Zodik neşeli oyun     ormanla çevrili içinde bin bir çeşit kuşun ötüştüğü
          oynamayı seven, yerinde duramayan hoş sohbet        bir sahaya kurulurken; Yozgat’ın halkı o zaman yarı
          oluşundan bu adı almıştır. Zodik (Fadime Hatun) tef   göçebe ve sürülerini besleyerek hayvancılıkla uğraşır
          çalar ve çok güzel sesi vardır.                     hayatlarını bu yoldan sağlarlardı. Bozok Yaylası’nda
          2)  Efülliye  Tavrı  (Habibe  Ağzı):  Efilliye      otlayan bu sürülerin birini de Sürmeli Bey adında bir
          Hatun, boylu boslu güzel sesli ve dalgalı yürüyüşüyle   Türkmen yörüğü otlatırdı. Halk tarafından sevilen
          anılır. Tef çalar, açık yürekli ve mert bir hatundur.   yanık sesli bu halk ozanı elinde kavalı, sırtında sazı
          Zodik Hatun’dan evvel öldüğü bilinir. Muzaffer      Yozgatla, Akdağmadeni’ne kadar uzanan ormanların
          SARISÖZEN Habibe Dereli’den derleyip Yozgat         içinde sürüsünün peşinde dolaşırdı. Bazen bir çamın
          Sürmelisini Radyo arşivine almıştır. (1945)         dibine yaslanır sazının  tellerini konuşturur, bazen
          3) İftariye Tavrı (Nida Ağzı): İftariye Hatun,      bir derenin kenarında kavalını çalar, aşık olduğu
          Kemal İsmail Ağa’nın anneannesidir. Nida Tüfekçi bu   gönlünün sultanını düşünürdü.
          tavrı bazı eklemelerle Radyo Repertuvarına almıştır.
          4)  Pezik  Ağzı:  Tefçi Sabri Ağanın anası, Tilki          O sultan ki güzelliği Bozok Yaylası’na
          Emine’nin ağzı ile okunan bir çeşittir. Radyo       yayılmış,  ahu gözlü, sürmeli kaşlı, ay yüzlü bir
          arşivinde vardır.                                   dilberdir. Babası bir Türkmen Beyi idi ve çok sert
          5) Zeybek Düzeni Sürmeli (Kesik Ağzı):              bir adamdır. Sürmeli Bey ailesini salarak babasından
          Bu tavırlı sürmeli, çok eski tarihli taş plağa Hadiye   sevdiğini istetir, mağrur adam kızını bir çobana
          Hanım tarafından okunmuştur.                        vermeye yanaşmaz. Araya beyler, ağalar girer ama
                                                              boşuna, bir türlü gönlü olmaz kızın babasının. Ve
                 Sürmeliler diyarı deyince akla Yozgat gelir,   iki  sevgili birleşemezler. Üzüntüsünden  sürüsünü
          yiğitlerin atlarıyla şahlandığı diyar Yozgat. Kimi   bırakan Sürmeli Bey alır sazını eline Beşçamlar
          zaman anaya isyan olmuş Sürmeli: “Zodik” olmuş.     Mevkii’nde kendine bir dergah kurar, aşkını yanık
          Anaya feryat olmuş: “Yozgat seni delik delik delerim   türküleri ile dağlara, ağaçlara anlatır, küser otağına,
          / Galbur alır toprağını elerim / Eğer anam beni sana   obasına ve Akdağlara kadar uzanan çamların
          vermezse / Koyun olur arkan sıra melerim”. Bazen    arasında onu bir daha gören olmaz. Dertli kavalına
          ayrılık olmuş sevgili bağrında “Efülliye” olmuş.    üflediği, içli sazına söylettiği nağmeler kalır geriye.
          Sevgilinin gözünde yaş olmuş: “Sarı çiçeğim mor     O gün bugündür dillerde yankılanır Sürmeli Bey
          menevşe zamanı / Çaldır dağlar başındaki dumanı     türküleri.
          / Gine geldi ayrılık zamanı / Ya ben ağlamayayım
          kimler ağlasın?” Kimi zaman korku olmuş: “Acaba
          bu son gün mü” diye yürekte ateş olmuş yakmış ve
          “iftariye (Nida ağzı) olmuş: “Sabahınan esen seher
          yeli mi? /Benim gönlüm divane mi deli mi? / Durup
          durup yar gögsünü geçirir / Yoksa bugün ayrılığın
          günü mü?” Sürmelide öyküleşip Sürmeli Bey çok
          sevdiği kızla geçen anılarını “Pezik ağzıyla” anlatmış:
          “Dersini  almış da ediyor ezber / Sürmeli gözlerin




        32
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37